Context Engineering (Bağlam Mühendisliği) Öğrenirken Yaşadığım Zorluklar
Ben mobil ağırlıklı bir full stack geliştirici olarak ve son dönemde “Context Engineering” yani Türkçe karşılığıyla “Bağlam Mühendisliği” kavramına derinlemesine girdim. Bu süreçte pek çok şey öğrendim – hem teori hem pratikte. Ama kolay olmadı; aşağıda yaşadığım zorlukları, içsel çatışmaları ve çözüm arayışlarını sırasıyla anlatacağım.
Context Engineering Öğrenirken Yaşadığım Zorluklar
Kavramsal Belirsizlik ve Terim Karmaşası
İlk başlarda “Bağlam Mühendisliği”, “Prompt Engineering”, “Model Context Protocol (MCP)” gibi terimlerin birbirine karışması büyük sorundu. Her kaynak farklı bir tanım veriyordu. Bu terim belirsizliği, ne öğrenmem gerektiğini saptamamı zorlaştırdı. Hangi araçlara odaklanmalıydım? Hangi teknikleri kesinlikle bilmeliyim soruları kafamı çok kurcaladı.
Teknik Altyapı / Model ve Veri Sınırlamaları
Bağlam Mühendisliği’nde pratik yaparken karşılaştığım bazı teknik kısıtlar şunlardı:
- Context window uzunluğu
- Veri toplama / temizleme yükü
- Maliyet ve gecikme (latency)
Bağlam Seçimi ve Relevans Problemleri
Hangi bağlamın önemli olduğu, hangisinin çıkarılabileceği konusunda sürekli bir karar vermek gerekiyordu. Geçmiş vs güncel bilgi, güvenilir vs çelişkili dokümanlar ve context penceresi yönetimi başlıca sorunlardı. Özellikle kodlama alanında güncel olmayan bilgiler ve kütüphaneler ciddi anlamda sorun çıkarıyordu.
Araç ve Altyapı Eksikliği
Vector veri tabanları, retrieval sistemleri, özetleme yöntemleri ve sürekli güncelleme ihtiyacı büyük zorluklardı.
Performans ve Ölçek Problemleri
Küçük projede işler görebiliyordu; ama uygulama büyüdükçe çoklu kullanıcı desteği, latency ve maliyetler ciddi sorun yarattı. Mesela bir android projesi denemek istediğimde Claude Opus 4.1 kullanmak istediğimde ki bu basit 5 ekrandan oluşan ve çok fazla logic olmayan bir projenin maliyeti 19$ oldu.
İnsan ve Organizasyonel Zorluklar
Bağlam mimarisi için ekip içi iletişim, sorumlulukların belirsizliği ve yüksek öğrenme eğrisi ayrı birer engeldi.
Güvenlik, Gizlilik ve Etik Sorunlar
Gizli verilerin bağlam içinde kullanımı, yanıltıcı bağlamlar ve telif hakkı sorunları bu alanın en hassas noktalarıydı. Gerçek bir projede bu güvenliği sağlamak için ekstra efor sarfetmem gerekecekti. Bir çok kişinin buna dikkat etmediğini gördüm ancak bu durum ileride api expose olma gibi konularda büyük sorunlara sebebiyet verecektir. Dikkat etmenizi şiddetle öneririm.
Motivasyon ve Psikolojik Zorluklar
Başarı gecikince moral düşmesi, sürekli güncelleme baskısı ve tamamlanmamışlık hissi yaşadığım kişisel zorluklardı.
Çözüm Arayışları
Küçük prototiplerle başlamak, bağlam güncelliği için süreç oluşturmak, otomatik araçlar kullanmak ve güvenlik politikaları geliştirmek bana yardımcı oldu.
Sonuç
Bugün geldiğim noktada diyorum ki: Bağlam Mühendisliği, sadece teknik bilgi değil; sistem düşüncesi, sürekli öğrenme, ekip işbirliği ve etik sorumluluk gerektiriyor. Kolay bir yol değil ama doğru yapıldığında AI sistemlerinde önemli bir fark yaratıyor. Sanırım şu an Kiro IDE Bağlam mühendisliğine katkı sağlayacak tek tool gibi duruyor diğer tool ve eklentiler henüz bu seviyede değil, herşeyi manuel olarak kendinizin yapması gerekiyor ki doğru sonuçlar alabilmek için Kiro’ya da ilk etapta bilgileri eksiksiz olarak vermelisiniz.